mümkün olduğu kadar

mümkün olduğu kadar çabuk

as early as possible

mümkün olduğu kadar çabuk

at your earliest convenience Zarf

mümkün olduğu kadar çabuk

with the utmost dispatch

mümkün olduğu kadar çabuk bildirmek

to give prompt notice Fiil

mümkün olduğu kadar çabuk eve dönmek

to make the best of one's way home Fiil

mümkün olduğu kadar çok şeyi denemek

to cast your net far and wide Fiil

mümkün olduğu kadar iyi izlenim bırakmak

to put one's best foot forward Fiil

mümkün olduğu kadar ucuza satmak

to go as near as possible Fiil

mümkün olduğu kadar yakın seyretmek

to sail up as near as possible Fiil

bir şeyi mümkün olduğu kadar çabuklaştırmak

to expedite something as far as possible Fiil

fiyat artışını mümkün olduğu kadar geciktirmek

to delay price increases as long as possible Fiil

teklif edilen fiyatlara mümkün olduğu kadar bağlı kalmak

to keep as near as possible to the prices quoted Fiil